Trafik Kazalarında Alkolün Kusura Etkisi
Yine çok merak edilen bir makale başlığı olan trafik kazalarında alkolün kusura olan etkisi konusuna değineceğiz. Bilindiği üzere alkol kullanımı sonrasında kişide irade bozukluğu oluşmakta ve sağlıklı düşünme yetisi yüksek oranda azalmaktadır. Böyle olunca da sağlıklı kararlar verememektedir. Sonrasında ise vermiş olduğu kararlar hakkında pişmanlık dahi duyabilmektedir.
Kişi, eğer alkolü kendi iradesi ile almamış ise örneğin bir düğün eğlencesinde eğlenirken arkadaşları veyahut kötü niyetli kişiler tarafından meyve suyu, kola vb. içeceklerine alkol karıştırılıp kişinin sarhoş olması sağlanabilir. Yani irade dışı alınmış olan alkol sonucunda kişinin cezai bir sorumluluğu da bulunmamaktadır. Bunun böyle olması da gayet olağandır. Çünkü kişi kendi kusuru olmadığından geçici olarak kusur yeteneği zayıflamıştır.
Alkolün en büyük risklerinden birisi de alkollü şekilde araç kullanmaktır. Çünkü, irade kısıtlanınca buna bağlı olarak da refleksler azalmaktadır. İlgili kanunda alkollü araç kullanma ile ilgili hükümler konulmuş ve kişilerden bu kurallara uymaları, uymamaları durumunda ise tespiti halinde adli ve idari yaptırımların uygulanacağı belirtilmektedir. Kişi, iradi olarak alkol kullanmışsa ve almış olduğu alkol miktarı belirli bir promilin üzerinde ise kusur sorumluluğu tamdır ve tam olarak sorumlu olacaktır.
İnsan nüfusunun artmasının doğal sonucu olarak ulaşım insanlar için zaruriyet halinde olmuştur. Zamanla gelişen bu olaylar çevresinde de kişilerin özgürlükleri belirli bir sınıra yani belirli bir kurallara dahil edilmiştir. Bunun en temel nedeni ise bir hak kullanılırken diğerinin bundan zarar görmesini asgari düzeye indirmektir. Bu yüzden araç kullanımının artması sonucunda yaşanan olaylar da göz önüne alınarak kanun koyucu tarafından trafiğe çıkacak olan araçlara ve bu araçları kullanacak sürücülere birtakım kısıtlamalar getirilmiştir. Konu başlığında da bahsetmiş olduğumuz alkol de bu kısıtlamaların içerisindedir. Çünkü, gerek bilimsel gerekse de psikolojik araştırmalar kişilerin alkollü bir şekilde araç kullanmasının doğru olmadığını ortaya koymuştur.
Alkollü olarak yapılan trafik kazasında, kişinin alkol miktarı ile kaza arasında bir nedensellik bağı da aranmaktadır. Buna göre bir sorumluluk oranı belirlenecektir. Belki de kişi alkollü olsa dahi gerçekleşen kaza da bir kusuru bulunmamaktadır. Bu halde sürücüye bir kusur atfedilmediği için cezai bir sorumluluğu da olmamaktadır.
Belirli bir promilin üstünde araç kullanımı ve aracı sağlıklı şekilde kontrol edemeyecek kadar alkol etkisi altında olunması durumunda dahi somut olayın özelliklerine göre kişinin gerçekleşen trafik kazasında hiçbir kusuru yoksa bu durumda teminat altına alınan sigorta şirketi tarafından zararının karşılanması gerekmektedir. Promil miktarı hususi araç sürücüleri için ayrı ticari araç sürücüleri için ayrı düzenlenmiştir. Gerçekleşen kaza sonucunda kişinin alkole bağlı kusuru detaylıca araştırılmalıdır. Çünkü bu durum nedensellik bağı ile birebir ilişkilidir. Kusurun olması durumda da sürücüye savcılık tarafından kamu davası açılabilecektir. Türk Ceza Kanunu ilgili maddesi trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunu düzenlemiş ve buna bir hüküm bağlamış ve üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır denilmektedir. Kaza sonucunda trafik emniyet ekipleri tarafından kişinin ehliyetine 6 ay süreyle el konulmakta ve her yıl güncellenen tutarda idari para cezası kesilmektedir. Kişi iradi olarak alkolün etkisiyle bir kazaya sebebiyet vermesi durumunda, gerçekleşen kazada kastı olmasa dahi alkolü iradi olarak aldığı için olayda kusurlu sayılmaktadır. Ancak, bu cezanın oluşabilmesi için olayın somut olması gerekmektedir. Çünkü, bu suç kasten işlenilebilecek bir suç olup gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesi muhtemel olmalıdır.
Kişinin yalnızca bir kazaya sebebiyet vermiş olması gerekmemekle birlikte Karayolları Trafik Kanunu’n ilgili maddesi gereğinde belirli bir promilin üzerinde alkol alınarak araç kullanmak TCK gereğince hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Bu durumda rutin kontrol zamanlarında ya da şüpheli hareketler sonucunda dikkat çekmeniz durumunda durdurularak alkolmetre ile kontrol yapılır. Eğer alkollü çıkarsanız ki asgari promildeyseniz idari para cezası ve ehliyetinize bir süre el koymaktır, ancak asgari miktarın üstündeyseniz bu durumda ise, hakkınızda kamu davası açılıp cezai sorumluluğunuza gidilebilecektir. Ayrıca şu hususa da değinmek gerekirse, alkollü araç kullanımı tespit edildiğinde kişinin aracı da trafik ekipleri tarafından trafikten men edilmektedir.
Kişi alkollü şekilde araç kullanmaya devam etmesi durumunda, iki yıl süreyle ehliyetine el konulmaktadır.
Promil kavramından da bahsetmek gerekirse, promil bireyin kanında kaç mg alkol olduğunu gösteren bir ölçü birimidir. Bilimsel araştırmalar sonucunda kişinin almış olduğu alkole bağlı olarak her saat belirli bir oranda kandaki alkol miktarı azalmaktadır.
Alkolün trafik kazalarındaki etkisi Yargıtay kararlarında da gündeme gelmiştir. Şöyle ki, hak arama hürriyeti kapsamında kişiler ilk derece mahkemesinde umduğu şekilde karar alamayınca davayı olağan kanun yolu olan İstinaf’a götürür ve burada da bir sonuç alınamaz ise son olarak üst derece mahkemesi olan temyiz mercii Yargıtay tarafından kapsamlı bir inceleme sonucunda davaya son nokta konulmaktadır. Bu suretle Yargıtay’ın trafik kazasında alkolün etkisi ile ilgili vermiş olduğu kararı inceleyelim.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 07.03.2019 tarihli ve 2016/6764 E., 2019/2595 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, trafik kazasının münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği ve 6111 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra davanın açılmasından dolayı davaya dahil edilmek suretiyle SGK’nın taraf sıfatı kazanmayacağına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.