Arama:
Karayolları Trafik Kanunu’na Göre Sigortaya Başvurma

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 3 tanımlar kısmından da anlaşıldığı üzere karayolları üzerinde seyreden bir ya da daha fazla aracın dahil olduğu ölüm, yaralanma yahut zararla sonuçlanan olay trafik kazası olarak kabul edilir. Kanunda yapılan değişiklik sonucunda böyle bir olayın yaşanması halinde zarara uğrayanın öncelikle yapması gereken iş doğrudan dava yoluna başvurmak yerine sigorta kuruluşuna başvurmaktır.

 Trafik kazası sonucunda ilk olarak izlenmesi gereken prosedür KTK m.97’de düzenlenmiştir. Buna göre zarar gören sigorta kuruluşuna yazılı başvuru yapmalı ardından kuruluşun 15 gün içinde vereceği cevap üzerine dava yoluna gitmelidir. Bir başka deyişle, sigortadan 15 gün içinde yazılı cevap gelmez ya da gelen cevaba göre talep ile oluşan zararın örtüşmemesine ilişkin bir uyuşmazlık olursa zarar gören ancak bu durumda dava yoluna başvurabilecektir.

 Sigortaya başvuruda gereken belgeler trafik kazasının nasıl sonuçlanacağına göre farklılık gösterecektir. Tazminat taleplerinde bulunabilmek bu belgelerin sunulmuş olmasına bağlıdır.

  1. Trafik Kazası Ölümle Sonuçlanmışsa

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları (KZMSSGŞ) EK6 uyarınca başvuruda ibraz edilmesi gereken belgeler:

  • Kaza raporu
  • Veraset İlamı
  • Güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği
  • Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi
  • Hak sahibine ait banka hesap bilgileri
  • Ölüm raporu, Cumhuriyet Savcılığı İddianamesi/Takipsizlik Kararı, Ölenin meslek-kazancını gösteren belgeler, cenaze giderleri talep edilecekse buna ilişkin belgeler[1]
  • Trafik Kazası Yaralanma ile (Bedensel Zarar) Sonuçlanmışsa

KZMSSGŞ EK6 uyarınca şu belgeler verilmelidir:

  • Kaza raporu
  • Mağdura ait son 3 aylık döneme ait ücret belgesi
  • Hak sahibinin banka hesap bilgileri
  • Hak sahibinin kimlik bilgileri
  • Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre düzenlenen sağlık kurulu raporu
  • İddianame/takipsizlik kararı, meslek-kazancı gösteren belge[2]
  • Trafik Kazası Sonucu Araçta Hasar Meydana Gelmişse (Ekonomik Zarar)

Verilmesi gereken belgeler şunlardır:

  • Kaza raporu
  • Hak sahibi Tüzel Kişi ise imza sirküleri
  • Hak sahibi gerçek kişi ise kimlik bilgileri
  • Hak sahibinin banka hesap bilgileri
  • Araç ruhsatının fotokopisi, kaza esnasında aracı sürenin ehliyetinin fotokopisi, varsa hasarlı araca ilişkin fotoğraflar, hasar tespiti yapılmış ise bilir kişi raporu[3]

Sonuç olarak, Karayolları Trafik Kanunu’na göre trafik kazası sonucunda zarara uğramış kişi yahut ölümle sonuçlanan hallerde hak sahibi sözü geçen kanunun 91. maddesinde öngörülen zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki taleplerini öncelikle dava yolu yerine sigorta kuruluşuna başvuru şeklinde ileri sürmeleri gerekmektedir. Bu bakımdan sigorta kuruluşuna başvurmak “dava şartı” niteliğini haizdir.


[1] Nisa Nur Odabaşı Anşin, Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında Sigortacının Hukuki Sorumluluğu, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, 2019., s.94.

[2] A.g.e., s.95

[3] A.g.e., s.95.

Sigorta Hukukunda Tahkim

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na göre sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar tahkimde çözülmelidir. Bu kanun öncesinde söz konusu uyuşmazlıkları mahkemelerde çözmeye çalışan sigortalıların aksine tahkim yolu ile daha hızlı, basit ve ucuz bir yolla uyuşmazlıkların çözülmesini sağlar. Bu şekilde sigortalıların hak kayıpları da önlenmiş olur.

Tahkim yoluna başvurulabilmesi için ilgili sigorta şirketinin sigorta tahkim sistemine üye olması gerekir. Sigorta şirketlerinin yanı sıra Güvence Hesabı, hayat sigortası yapabilmeleri gerekçesiyle emeklilik şirketleri, TARSİM, Doğal Afet Sigortaları Kurumu da sigorta tahkim sistemine üye olabilmektedir.

Sigortacılık Kanunu’na göre sigorta tahkim sistemine üye olmak zorunlu değildir. Sigorta tahkim sistemine üye olmayan kuruluşla sigortalı olan kişi, kendi arasında uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesini kararlaştırdıkları bir anlaşma yapabilir. Bu kararın açık ve yazılı bir şekilde beyan edilmiş olması gerekir. Sigorta tahkim sistemine üyelik bulunmadığından buradan tahkim yolu gidilemese de aralarında anlaşma gereğince kurulan ve söz konusu olaya özel, geçici (ad hoc) tahkim için HMK hükümleri uygulanır. İkinci bir durum olarak sigorta şirketinin sigorta tahkim sistemine üye olduğu fakat aralarında tahkime başvurmakla ilgili herhangi bir anlaşma bulunmadığı haller, tahkime başvurmayı engellemez. Bir uyuşmazlık halinde sigorta şirketi tahkime başvurabilir.

Sigortacılık Kanunu m.30’a göre, yapılması zorunlu olan sigortalarda tahkim sistemine üyelik şartı aranmamaktadır.

Sigorta şirketi, sözleşmesinin ne zaman kurulduğuna bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği tarihte tahkim sistemine üyeyse; olayla ilgili uyuşmazlık için tahkim sistemine başvurabilir. Önemli olan riziko meydana geldiğinde üye olmasıdır.

BAŞVURU

1.Sigortalının, Sigorta Tahkim Komisyonu’na doğrudan başvuru yapabilmesi mümkündür. Avukata vekalet de verebilir.

2.Hakkında başvuru yapılacak olan sigorta şirketi riziko meydana geldiğinde tahkim sistemine üyeyse, sigortalı, başvuru yapabilir.

3.Komisyon, başvurucudan uyuşmazlığın konusunu oluşturan miktara göre belirlenen bir başvuru ücreti alır.

4.Başvuru, başvuru yapanın ikametgahının bulunduğu, rizikonun gerçekleştiği yerlerdeki büroya veya Komisyon merkezine yapılır.

Başvurunun yapıldığı tarih davanın açıldığı tarihtir. Başvuru en başta raportörlere gönderilir.

ÖN İNCELEME

Bu aşamada alanında uzman rapotörler başvurunun uyulması gereken şekil şartlarına uygunluğunu inceler. Sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruların yapılıp yapılmadığını, talebe verilen cevapları, reddedilmiş ise bu durumun belgelendirmesini, uyuşmazlığın HMK hükümlerince tahkime, mahkemelere ya da Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal edip etmediğini (ettiyse Komisyona başvuru yapılamıyor) ve daha birçok detayı inceler.

Raportörler için esas olan kişilerin beyanlarıdır. Resen araştırma yapamaz.

Eğer ön inceleme aşamasında Komisyonun değerlendirmeyeceği anlaşılırsa başvurucuya bildirilir ve başvuru için ödenen paranın %90’ı iade edilir. Uyuşmazlığın bilgi ve belge eksikliğinden ortaya çıktığı anlaşılırsa başvuru için ödenen paranın %50’si ödenir ve dosya kapanır.

Komisyonun değerlendirebileceğine karar verilirse başvuruyu sigorta hakemine iletir.

HAKEM ATAMASI

Hakemi komisyon belirler. Atanan hakem veya hakemler, uyuşmazlığın taraflarına derhal bildirilmektedir.

HAKEM KARARI

Hakemler en geç dört ay içinde karar vermelidir. Vermezlerse uyuşmazlık yetkili mahkemece çözülmektedir. Bu süre tarafların yazılı anlaşmalarıyla uzatılabilir. Süre uzatma talebi tahkim süresi içindeyken yapılmalıdır. Yani 4 aylık süre bittikten sonra süre uzatma talebinde bulunulamaz. Hakem, kararını komisyon müdürüne ilettikten en geç 3 iş günü içinde taraflara bildirilir.

İTİRAZ YOLU

Sigortacılık Kanunu m.30’a göre 15000 TL’yi aşmayan uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. 15000 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar için ise 10 gün içinde itiraz hakkı vardır. Süresinde itiraz yapılmadıysa hakem kararı kesinleşmektedir. İtiraz hakkı yalnızca 1 kez kullanılabilir.

İtiraz sonrası verilen karar da kesindir. (238730 TL üzerindeki uyuşmazlıklar hariç)

TEMYİZ YOLU İtiraz sonrası verilen kararlar kesindir fakat 238730 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklara ilişkin kararlara karşı temyiz yolu da açıktır.

Alkollü Araç Kullanma Suçu

 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na (KTK) ve bu kanuna dayanılarak çıkartılmış olan Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne (KTY) göre, karayollarında araç kullanırken uyuşturucu/uyarıcı madde tesiri altında olmak veya alkollü iken araç kullanmak yasaktır. KTK’nın 36. maddesi, “sürücünün alkollü veya uyuşturucu, uyarıcı veya uyuşturucu etkisindeki madde kullanması veya alkollü veya uyuşturucu, uyarıcı veya uyuşturucu etkisindeki madde kullanılması sonucu araç sürülmesi” durumunu “trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek” olarak tanımlamaktadır. Bu nedenle, sürücülerin alkollü veya uyuşturucu, uyarıcı veya uyuşturucu etkisindeki madde kullanımından kaçınmaları gerekmektedir.

Karayolları Trafik Kanunu’na göre özel araç kullanan kişilerin kanında 50 promil ve üzeri alkol tespit edilmesi halinde idari para cezası uygulanır ve sürücü belgesine el konulur. Ancak, bu sınır yalnızca özel araçlar için geçerlidir ve ticari araç kullananlar için sınır 20 promil olarak belirlenmiştir. Ayrıca, alkol testi sonucuna göre verilecek idari para cezası miktarı her yıl yeniden belirlenmektedir. Ticari araçlar gibi özel araç dışında kalan motorlu araçların sürücüleri için alkol sınırı 20 promildir. Bu sınırı aşan sürücüler idari para cezası ile cezalandırılır ve sürücü belgelerine el konulur. Ayrıca, sınırın üzerinde alkol tespit edilen sürücülerin araçları trafikten men edilebilir.

Bu nedenle, karayollarında araç kullanırken uyuşturucu/uyarıcı madde tesiri altında olmak veya alkollü iken araç kullanmak yasaklanmıştır ve bu yasağa uymayanlar hakkında yasal işlem yapılabilir.

  • Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilerek tespitin sağlık kuruluşlarında yaptırılması halinde, her iki tespit arasındaki süre, teknik cihazla ölçüm yapılmasına izin verilmemesi halinde ise kaza saati ile sağlık kuruluşunda yapılan tespit saati arasındaki süre göz önünde bulundurularak sağlık kuruluşunda yapılan tespit sonucuna ilk ölçümü yapan trafik kuruluşu tarafından her bir saat için 0,15 promil eklenmek suretiyle alkol oranı belirlenir ve çıkan sonuca göre işlem tesis edilir.”(KTY m. 97/V-b-3)

Bu düzenleme, teknik cihazla yapılan alkol ölçümlerine itiraz edilmesi halinde, sürücünün kanında alkol miktarının düşmesi nedeniyle oluşabilecek haksızlıkları önlemek amacıyla yapılmıştır. Bu şekilde, sağlık kuruluşunda yapılan tespit sonucuna ilk ölçümü yapan trafik kuruluşu tarafından her bir saat için 0,15 promil eklenerek alkol oranı belirlenir ve çıkan sonuca göre işlem yapılır. Bu düzenleme, sürücülerin kanlarında alkol oranının gerçek değerine daha yakın bir şekilde tespit edilmesini sağlar ve haksız durumların ortaya çıkmasını önler.

Alkollü araç kullanmak için belirlenen ceza miktarları sık sık değişebilmektedir ve bu cezalar her yıl yeniden belirlenmektedir. Ayrıca, ceza miktarları özel araçlar ve ticari araçlar için farklılık göstermektedir. Bu nedenle, doğru ceza miktarlarına ve ehliyetine el koyma sürelerine ulaşmak için güncel Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelikleri kontrol etmek önemlidir. Ancak şuan güncel ceza şu şekildedir; alkollü araç kullanma cezası 2023 yılı için 4 bin 64 TL’dir. Bu ceza ilk defa alkol promil limitini aşan sürücüler için uygulanır. Uygulanacak para cezasının yanı sıra sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konur.

Sonrasında;  ikinci defa promil sınırını aşan sürücüler için uygulanacak para cezası 5 bin 96 TL olarak belirlenmiştir. İkinci defa alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin ehliyetlerine ise 2 yıl boyunca el konulur. Son olarak ise, promil sınırını üçüncü defa aştığı tespit edilen sürücülere 8 bin 190 TL para cezası uygulanarak ehliyetlerine bu defa 5 yıl süreyle el konur. Ayrıca sınırın üzerinde alkol almış olan sürücülerin yanı sıra, alkollü araç kullanımı nedeniyle trafik kazası yapan ve diğer sürücülerin can veya mal güvenliğini tehlikeye atan kişiler, ayrıca cezai yaptırımlar ve hapis cezaları ile karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca, bu tür durumlarda araç sürücülerinin alkollü araç kullanma ehliyetleri de uzun süreli veya kalıcı olarak elinden alınabilir.

Verilen bu cezalar, idari para cezası niteliğindedir. İdari para cezaları, adli para cezaları gibi ödenmezse hapis cezasına dönüştürülmez. Bunun yerine, icra yoluyla tahsil edilir. İdari para cezası kararının kişiye tebliğ edilmesi üzerine 15 gün içerisinde ödenmesi halinde, cezanın belirli bir kısmı indirime tabi olabilir. Ancak 30 gün içinde ödenmezse, faiz işlemeye başlar ve icra süreci başlatılır. İdari para cezası, kişiden icra yolu ile tahsil edilir. E-devlet, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığı gibi internet siteleri üzerinden adınıza yazılmış bir trafik cezası veya alkollü araç kullanma cezası olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Bu sitelerde gerekli bilgileri girerek, adınıza kesilmiş olan trafik cezası ya da alkollü araç kullanma cezası olup olmadığını sorgulayabilirsiniz.

Alkollü Araç Kullanma Cezasına Nasıl İtiraz Edilir?

Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı sulh ceza mahkemesine başvuru yapılabilmesi için, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuru yapılması gerekmektedir. Bu süre, trafik cezası için de aynı şekilde işlemektedir. Yani, trafik polisi tarafından araç durdurularak ceza tutanağı düzenlenmiş ise, 15 günlük süre tutanağın size verildiği tarihten itibaren başlar. Ancak ceza plakanıza yazılmış ise, cezanın size tebliğ edildiği tarihten itibaren süre işlemeye başlar. Haksız yere aldığını düşünülen bir alkollü araç kullanma cezasına karşı idari mahkemeye başvurulabilir. Ancak, itiraz işlemi için trafik cezasının ödenmesi gerekmektedir. İtiraz süresi de cezanın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gündür. Başvuruda bulunulacak olan sulh ceza hakimliği, itirazı değerlendirerek cezayı iptal etme veya onaylama kararı verecektir. Bu nedenle, haksız yere aldığını düşünülen bir ceza için itiraz işlemi yapılması önerilir.

Alkollü araç kullanma cezası yanında bir idari yaptırım kararı da verilmiş ise, bu durumda itiraz süresi 60 güne çıkmaktadır. İdari yaptırım kararının verildiği yerdeki İdare Mahkemesine başvuru yapılması gerekmektedir. Bu başvuru, idari yaptırım kararının tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren 60 gün içinde yapılmalıdır. Alkollü araç kullanma cezası ile ilgili itiraz işlemi ise, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesine göre 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine yapılabilir. İdari yaptırım kararı ve alkollü araç kullanma cezası ile ilgili itiraz işlemleri birbirinden farklıdır ve farklı mahkemelere yapılması gerekmektedir.

Belirtmek gerekir ki; ülkemizde alkollü araç kullanma suçunu işleyen sürücülerin ehliyetlerine el konulması uygulaması mevcuttur. İlk kez promil sınırı üzerinde tespit edilen sürücülerin ehliyetlerine 6 ay süreyle el konulurken, ikinci kez aynı suçu işleyen sürücülerin ehliyetlerine 2 yıl süreyle el konulur. Üçüncü kez promil sınırı üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin ehliyetlerine ise 5 yıl süreyle el konulur. Bu sürelerin sonunda sürücüler, ilgili şartları yerine getirerek ehliyetlerini geri alabilirler. Ancak bu suçu işleyen sürücülerin yanı sıra, trafik güvenliğini tehlikeye sokan diğer suçları işleyen sürücülerin de ehliyetlerine el konulabilir. Dolayısıyla; ehliyetine el konulan sürücüler de itiraz hakkına sahiptirler. Ancak itiraz süreci ceza tebliğinden sonraki 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine yapılmalıdır. İtiraz sonucunda cezanın iptal edilmesi durumunda, ehliyet geri verilir. İtiraz nedeni olarak, cihazların hukuka uygun şekilde kullanılmadığı, alkol testi sonucunu etkileyebilecek tıbbi durumların bulunduğu, alkolmetrenin kalibrasyonunun yapılmadığı gibi nedenler öne sürülebilir. Bunun yanı sıra, ehliyetine el konulan sürücüler, ceza süresinin bitiminden önce belirli bir süre sonra (örneğin, 1 yıl) yeniden ehliyet almak için gerekli sınavları ve işlemleri yapabilirler.

Bazı Yargıtay –Danıştay Kararları:

12. Ceza Dairesi         2018/6004 E.  ,  2018/11808 K.

‘İdarî para cezalarını diğer cezalardan ayıran en belirgin nitelik, onların idarî makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak verilmesidir” hükümlerine yer verildiği, sanık hakkında verilen idari para cezası ile adli cezanın amacı ve neticesi farklı olması nedeniyle, aynı fiilin ayrı hukuk disiplinleri kapsamında farklı şekillerde mütalaa edilmesi gerekmekte olup, bir fiilin söz konusu hukuk disiplinlerinin öngördüğü farklı yaptırımlarla cezalandırılmasının ise hukuk devleti ve “aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz” ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceğinden, mahkemece 264 promil alkollü olarak araç kullanarak maddi hasarlı kazaya neden olan ve bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşüren sanık hakkında TCK’nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesinden mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken belirtilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’

7. Ceza Dairesi         2021/11400 E.  ,  2021/15835 K.

19. Ceza Dairesi         2020/1999 E.  ,  2020/14526 K.

7. Ceza Dairesi         2021/20731 E.  ,  2021/13693 K.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/3633 E.  ,  2017/14 K.

Open chat
Whatsappdan mesaj at
Merhaba
Geçmiş Olsun.Size yardımcı olabiliriz.
Hemen Ara