Arama:
KASKO VE ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI FARKLARI


            KASKO VE ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI FARKLARI
   Kasko ve zorunlu mali sorumluluk sigortasını ayıran en önemli fark , zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılması kanunen zorunluyken kaskonun isteğe bağlı bir sigorta türü olmasıdır. Sigorta yaptırmak isteyen araç sahiplerinin bu ikisini sıklıkla karıştırdığına rastlanır. Bu iki sigorta türünü ayırmak için öncelikle ikisinin de ne olduğundan ve ne işe yaradığından bahsetmek gerekir.
   Zorunlu mali sorumluluk sigortası , yaygın olarak trafik sigortası olarak  da bilinir. Tüm araç sahipleri için yaptırılması  Karayolları Trafik Kanunu ile zorunlu tutulmuştur. Kapsamı ve yapılan sözleşmelerin içeriği ise  Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları  ile belirlenmiştir. Gerçekleşen trafik kazalarında 3. kişilerin ölüm giderleri, sağlık giderleri ve maddi hasarlarının karşılanmasını öngörür , yani aracını sigortalatan kişinin zararlarını değil kazaya karışan karşı tarafın zararlarını karşılamayı kapsayan bir sigortadır.Araç sahibinin gerçekleşen trafik kazası sonucu  bir kimseyi zarara uğratması durumunda o kişinin zararlarını karşılar.
   Kasko ise kanunen zorunlu olmamakla birlikte aracını sigortalatan kişinin aracında meydana gelen zararlarını karşılamak için  yapılan bir sigortadır.Yaptırmak tamamen kişilerin insiyatifine bırakılmıştır ve içeriği, neleri kapsadığı da trafik sigortasının aksine kişilerce belirlenebilir.Genellikle sigorta şirketlerinin farklı kasko paketleri bulunur ve fiyatlarına göre kapsamı değişir, araç sahipleri bunlardan istediklerini seçebilirler. Kasko kapsamına trafik kazası sonucu araç sahibin aracında meydana gelen  hasarları girdiği gibi, çalınma ya da bir doğal afet, aracın yanması gibi sigortalatanın elinde olmayan nedenlerle oluşan zararlar da girebilir.
  FARKLARI
   Trafik sigortası zorunlu bir sigortadır, araç sahipleri bu sigortayı yaptırmadan trafiğe çıkamayacakları gibi her sene yenilemeleri gerekir ve iptal edilebilmesi sadece aracın satılması, araç sahibinin ölümü veya aracın kullanılamaz duruma gelmesi gibi istisnai durumlarda söz konusu olur. Kasko ise zorunlu değildir,  yapılmaması nedeniyle trafiğe çıkamama durumu söz konusu değildir.isteğe bağlı olarak yaptırılabilir ve yine istenildiği zaman iptal edilmesi mümkündür.

 
   Sigorta şirketinin hasarını karşıladığı taraf bakımından da birbirlerinden oldukça farklılardır. Trafik sigortası 3. Kişilerin zararını karşılar, sigorta ettirenin değil karşı tarafın zararlarından sorumludur. Kasko ise sigorta ettiren araç sahibinin kendi aracında oluşan hasarların karşılanması için yapılır.
   Trafik sigortasında gerçekleşen bir kaza söz konusu olmalıdır, sadece trafik kazası sonrası oluşan hasarları kapsar ve bu kazanın mutlaka bir 3. kişi ile yapılmış olması gerekir çünkü trafik sigortasında karşı tarafın zararı karşılanır . Kasko ise sigorta şirketi ile yapılan sözleşmeye bağlı olarak bir kaza gerçekleşmese bile aracın bir hasar alması durumunda bu zararın karşılanmasını öngörebilir, kazanın bir 3. kişi ile  gerçekleşmesi de şart değildir, örneğin aracın duvara çarpılmasından doğan zararı da kasko karşılayabilir.
   Trafik sigortası için sigorta şirketleriyle yapılan sözleşmelerin içeriği ve kapsamı taraflarca özgürce belirlenemez, bu kapsam kanunen ve yönetmeliklerle belirlenmiştir, bunlara uyulması gerekir. Kaskoda ise bu şekilde bir belirleme söz konusu değildir, sigorta şirketlerinin farklı kasko paketleri ve teklifleri bulunur, araç sahipleri bunları kendilerine uygun şekilde seçebilir.
   Trafik sigortasının kapsamına giren hasarlar yalnızca ölüm, sağlık giderleri ve maddi hasarlar olarak belirlenmiş, kazanın bir mücbir sebepten dolayı meydana gelmesi veya  çalınması gibi durumlar trafik sigortası kapsamına alınmamıştır. Kasko ise hem doğal afetlerden hem de çalınmadan dolayı meydana gelen zararları da yapılan sözleşmeye bağlı olarak karşılayabilir.
   Trafik sigortasında sigorta şirketinin ödeyeceği bir üst limit bulunur, eğer hasarın miktarı bu limiti aşıyorsa kalan kısım sigorta ettirenden karşılanabilir. Kasko için ise böyle yasal bir üst limit söz konusu değildir. Kaskoda ödenecek miktar, sigorta ettiren ile sigorta şirketi arasında yapılacak sözleşmeye göre belirlenir. Poliçede öngörülen miktar ve hasarlar doğrultusunda ödeme yapılır, örneğin doğal afetlere karşı koruma bir kasko sözleşmesine eklenebilir de eklenmeyebilir de. Eğer eklendiyse zararın miktarı önemsenmeden kasko tarafından karşılanabilir .
 
 
 
 
 
 
 
 
   Trafik sigortasından ya da kaskodan birinin bulunması diğerinin yapılmasına engel değildir. Hatta aracın kaskosu bulunsa bile yine de trafik sigortasının yapılması gerekir çünkü kanunen zorunlu olan trafik sigortasıdır. Yalnızca trafik sigortasının bulunması ise araç sahibinin kendi aracının olası zararlarını kapsamadığı için yine kaskoyu gerektirebilir. Özetlemek gerekirse bu iki sigorta türü birbirinden oldukça farklıdır ve farklı zararları güvence altına alırlar.
MALULİYET TAZMİNATI

MALULİYET TAZMİNATI

Kelime anlamı ‘’sakatlık, eksiklik durumu’’ olan Maluliyet; hastalık, kaza veya doğal afet sonucunda bireyin beden bütünlüğünde ortaya çıkan kısıtlılık, azalma durumudur.[1] Sigorta poliçelerindeki maluliyet ifadesi ise sigortalı tarafın, sigortalı olduğu süreçte yaşamış olduğu olumsuz durumlar neticesinde bedensel zarara uğraması durumudur. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ‘’malul sayılma’’ adlı 25. maddesine göre: ‘’Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.’’[2]

Maluliyet; geçici, kalıcı, tam ve kısmi olmak üzere dört biçimde ortaya çıkmaktadır. [3]

  • Tam Maluliyet: Hastalık, kaza, doğal afet, terör saldırısı gibi olaylar neticesinde bireyin beden bütünlüğü bozulur, vücut fonksiyonları tek başına kendine yetemez duruma gelir ve birey, ekonomik bağımsızlığını devam ettirmek için çalışabilecek temel fonksiyonlarını yitirmektedir. [4]
  • Kısmi Maluliyet: Hastalık, kaza, saldırı gibi durumlar sonucunda bedenin bir veya birden çok bölgesinde işlev bozukluğu durumunun ortaya çıkmasıdır. Organların kopması, kemiklerin kırılması, ezilme sonucu el, kol, ayak veya bacak gibi uzuvların kaybı, kısmi maluliyet kapsamında değerlendirilmektedir.
  • Geçici Maluliyet: Birey, yaşadığı olumsuz durumlar karşısında tedavi edilebilir bir biçimde malul hale getirilmektedir. Bireyin belli organlarının alçıya alınması, ameliyat olması, tıbbi sargının yapılması gibi durumlar, bireyin beden bütünlüğünü geçici biçimde kısmen ya da tamamen bozabilmektedir.
  • Kalıcı Maluliyet: Kaza, hastalık, saldırı, doğal afet neticesinde bireyin bedeninde ömür boyunca devam edecek bir zararın oluşması durumunu anlatmaktadır ve kısmi ya da tam oluşabilmektedir.

Maluliyet, birçok sigorta poliçesinde güvence kapsamında tutulmaktadır ve maluliyet içermekte olan temel sigorta türleri bulunmaktadır. Ferdi Kaza Sigortası, Sağlık Sigortası ve Hayat Sigortası’nın da dahil olduğu birçok sigorta türü, maluliyet durumlarından olan tam ve kısmi maluliyetleri güvence altına almaktadır ve poliçe kapsamındaki durumlar neticesinde ortaya çıkan maluliyetlerde sigortalı tarafın zararlarını ve tedavi masraflarına karşılamaktadır.

  • Hayat Sigortası: Hayat sigortasından yararlanan birey, sigortalı olduğu sürece çeşitli nedenlerden dolayı kısmi ya da tam maluliyet durumuyla karşılaşılması durumunda, tedavi masrafları ve yaşamsal gereksinimler sigorta paketince karşılanmaktadır.
  • Ferdi Kaza Sigortası: Sigorta türüne sahip olan birey, yaşanan trafik kazası neticesinde maluliyet hali yaşarsa, tedavi masrafları ve temel gereksinimler Ferdi Kaza Sigortası kapsamında değerlendirilmektedir.
  • Sorumluluk Sigortaları: Sorumluluk sigortası yaptıran bir bireyin, ihmali ya da önlem alınmamasından dolayı üçüncü kişilerin malul hale gelme durumunda, sigortalı tarafın üçüncü kişiye ödemesi gereken maddi tazminatı sorumluluk sigortası öder.

İnsan bedenindeki organ ve sistemlerin tam kapasiteyle çalışması durumunda günlük yaşamın ve çalışmaların yürütülmesinde herhangi bir sorun, kısıtlılık durumu oluşmazken; çeşitli organ ve sistemlerde herhangi bir hastalık neticesinde bireyin günlük yaşantısında ortaya çıkan bir kısıtlılık, eksiklik durumu maluliyet durumunu yansıtır. Bireyin tam(%100) kabul edilen beden bütünlüğündeki eksiklik-kısıtlılık oranı maluliyet derecesi olarak tanımlanır. Bireyin bir ya da birden çok organ ve sisteminde minimum %20 ve üzerinde bir eksiklik durumu ortaya çıkması halinde bireyin günlük yaşantısına kısıtlılık olarak yansımaktadır.

MALULİYET TESPİT İŞLEMLERİ

Maluliyet tespit işlemleri, sigortalı çalışan bireylerin çalışma gücü kaybının seviyesinin belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Sigortalı olarak herhangi bir işyerinde çalışan bireyler, çeşitli nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğradığında malul haline gelerek belirli haklara sahip olmaktadırlar.[5]

Çalışan bireyin yaşanan kaza nedeniyle iş görme ve iş yapabilme kabiliyetindeki kaybın belirlenmesi, devlete ait resmi kurumların yaptığı maluliyet tespit işlemleri ile belirlenmektedir. İş kazasına uğrayan sigortalı çalışan bireylerin, ülkedeki kanunlara göre malul diye kabul edilmesi için bu maluliyet tespit işlemlerinin yapılması gerekir.

MALULİYET BAŞVURUSU NEREYE YAPILIR

Maluliyet durumu tespiti için iş gücü kaybına uğrayan sigortalı birey tarafından bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğü ya da merkezlerinin ilgili servislerine başvurulmaktadır. Bu belgeyi almak isteyen sigortalı çalışan bireyler ilgili yerlere bir dilekçeyle başvurduktan sonra ilgili devlet servisleri başvuru talebini onaylar ve ilgili servislerce sağlık kurulu raporlarının alınacağı görevli hastanelere sevk edilmesi gerçekleştirilir. Sigortalı çalışan bireylerin talepte bulunduğu tarih itibariyle son 6 ay içinde devlete ait resmi kurumlarca yetkilendirilmiş hastaneler tarafından düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarının bulunması durumunda sevk işlemi yapılmadan ilgili raporlara göre işlem gerçekleştirilir. Kamu görevlisi çalışanları ise alacakları sağlık kurulu raporu ve talep dilekçelerini çalışmakta oldukları kuruma sunmaları gerekmektedir.

MALULİYET TESPİTİ KİMLER TARAFINDAN YAPILIR

Maluliyet tespit işlemleri, doktorlardan ve diş hekimlerinden oluşan Kurum Sağlık Kurulları tarafından yerine getirilmektedir. Bu doktorlar ve diş hekimleri, malullük başvurusunda bulunan bireyin çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını, erken yaşlanma durumunu, görevlerini ifa edemeyecek biçimde meslekte kazanma gücü kaybını ve malullük derecelerini belirlemeye yetkilidir. Maluliyet tespit işlemiyle birlikte malullük başvurusunda bulunan bireyin meslekteki kazanma ve çalışma gücü kaybı oranları resmi bir biçimde tespit edilebilecektir.

Sağlık kurulundaki yetkili doktorlar tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, sigortalı çalışan birey hakkında maluldür ya da malul değildir kararları verilmektedir. Bu kararların dışında duruma göre kurulca ara karar da verilebilmektedir.

PERT ARAÇ TAZMİNATI

PERT ARAÇ TAZMİNATI

Pert araç tazminatı , pert total tazminatı ya da pert farkı tazminatı olarak da adlandırılmaktadır .

Pert anlamı olarak kelime olarak değersizleşme , zarar  anlamlarını karşılamaktadır . Sigorta hususunda ki anlamına bakarsak ise tam , ağır hasarlı araç anlamlarını karşıladığını görürüz .

Pert kaydı ise trafik kazasının sonucunda aracın bütününde meydana gelen hasarın kaydı olarak tanımlanmaktadır . Pert kaydı bulunan bir aracın trafikte insanların canını ve malını tehlikeye atması sebebiyle trafikte kullanılması uygun görülmemiş ve bu nedenle pert olan araç trafikten men edilmiştir . Ve bu da perte çıkmış olan aracın plakasına işlenir . Çünkü pert kaydı bulunan araç tehlikeli araç kategorisine girmektedir .

Pert araç tazminatı ise araçların trafik kazası yapması sonrasında pert bedelinin sigorta kuruluşu tarafından aracını sigorta yaptıran kişiye ödeme yapılmasıdır . Bu ödemenin yapılabilmesi için araçların kasko poliçelerinin olması gerekmektedir . Fakat sahada bu noktada büyük sorunlar yaşanmaktadır . Sigorta kuruluşları sigorta yaptırmış olan müşterilerinin araçlarının karşılığı olan bedelinin altında bir ödeme yapmalarının sonucu olarak aradaki farkın yani pert farkının aracın sahibince aynı sigorta kuruluşundan istenmesidir , talep edilmesidir .

Bir aracın pert raporu alabilmesi için gerekli olan kriter o aracın yüzde yetmiş ya da daha fazla bir oranda hasara uğramış olması gerekmektedir . Pert araç için olması gereken tek koşul bu değildir , Hasarın yüzde yetmiş ve daha az olduğu durumlarda da araç pert olarak kabul edilebilir . Örnek olarak airbag açılması sonucunda aracın tamiri için gerekli büyük meblağlar verilmesi verilebilir . Aracın tamir edilmesi için gerekli olan miktarın sigortanın değerine yakın olması da aracın pert araç olduğu anlamına gelmektedir .

Pert işlemlerinin başlayabilmesi için araç sahibinin onayı da gerekmektedir .

Araca pert kaydı işlendikten sonra ilk yapılması gereken sigorta yaptıran kişinin beş iş günü içerisinde sigortaya durumu bildirmesi gerekmektedir . Sigortaya bildirmesinin nedeni de aracın eksper tarafından incelenmesini talep etmektir . Eksperin incelemesi sonucunda aracın hasarının yüzde yetmiş ve üzerinde olması halinde aracın pert olduğuna karar verilmesi durumunda pert araç tazminatının süreci başlar .

Aracın perte çıkması sonucunda kanuni süre içerisinde gerekli olan başvuru sürecinin işletilmesi üzerine başvuru yapılmalıdır . Buna paralel olarak da sigorta kuruluşları gerekli olan hesaplamaları yapmış olduktan sonra sigortalı kişiye ödemeyi eksiksiz olarak yapması gerekmektedir .

Trafik kazasını yapan sürücülerin kendi araçlarının perte çıkması sonucunda meydana gelen zarar trafik sigortası tarafından karşılanmaz . Trafik sigortası tarafından sadece karşı tarafın aracının perte çıkması sonucunda meydana gelen masrafları karşılanır .

Aracın pert haline gelirse bu araç için yapılacak ödeme sigorta kuruluşu tarafınca sigorta poliçesinde belirtilen bedel kadar bir ödeme yapılır . Unutulmaması gerekir ki ödenecek olan bu bedel pert olan aracın piyasa rayiç değeri kadar bir tutar olmalıdır .

PERT ARAÇ İŞLEMLERİ

Sigorta şirketine verilmesi gereken bazı evraklar vardır . Bunlar :

  • Trafik kazası sonucunda hazırlanmış olan rapor .
  • Trafik kazası yapılmadan önce alkol kullanılıp kullanılmadığına dair rapor .
  • Trafik kazası sonucunda aracın hasarını gösteren fotoğraflar .
  • Aracın ruhsatının bir örneği .
  • Trafik kazasını yapan sürücünün ehliyetinin bir fotokopisi  ve son olarak da ödenmiş olan primlerin makbuzları .

Bu belgeler haricinde farklı sigorta şirketlerinin farklı istekleri olabilmektedir .

PERT ARAÇ ÖDEMESİ

Eksper raporu sunucunda raporda araç perte çıkmış olarak yazılmış ise sigorta şirketinin sigorta yaptıran kişiye sigorta poliçesinde belirtilmiş olan teminat bedelini ödemesi gerekmektedir . Sigortalıya karşı yapılacak olan ödeme sigorta poliçesinde belirtilen miktarın daha üstünde olmayacak şekilde aracın güncel olan piyasa değerine eşittir .

Tazminatın miktarı ekspertize raporun verilmesinden itibaren on gün içerisinde belirlenmesi gerekmektedir .  Belirlenen tazminat , hasarın ihbarı üzerinden kırk beş gün içerisinde sigorta yaptıran kişiye ödenmesi gerekmektedir .

Yapılan araştırma ve incelemeler sigorta sahibinin hasarı ihbar etmesi üzerinden üç ay geçmiş olmasına rağmen hala tamamlanmadıysa tarafların anlaşması ya da tarafların anlaşamamaları halinde de mahkeme tarafından yaptırılacak olan ön ekspertiz raporu sonucu dikkate alınarak tespit edilen hasar tutarının azami yüzde ellisi olacak şekilde avans olarak sigorta yaptıran kişiye verilmesi gerekmektedir .

Sigorta kuruluşları sigorta yaptırmış olan müşterilerinin araçlarının bedelinin altında bir ödeme yapmaları sonucunda arada oluşan farkın ,  pert farkının araç sahibince sigorta kuruluşundan istenmesi gerekmektedir .

Sigorta sahibine bedel ödendikten sonra aracın tüm hakları sigorta kuruluşuna geçer .

Kısaca pert kaydında aracın kaskosunun bulunması durumunda aracın rayiç bedeli ve aracın tamir bedeli karşılaştırılır . Hasarın telafi miktarı ile aracın rayiç bedelinin uyuşması halinde aracın rayiç bedeli ödenir .

 PERT ARAÇ VE PERT FARKI TAZMİNATI

                                      PERT ARAÇ VE PERT FARKI TAZMİNATI

1.PERT ARAÇ

    Pert araç kavramı,trafik kazaları sonucu araçların ağır hasar alarak kullanılamaz hâle gelmesi durumunu ifade eder.Uzman tarafından yapılan inceleme sonucunda aracın %70’ten fazla oranda zarar gördüğü tespit edilirse araç pert araç olarak nitelendirilebilir. İkinci bir şart olarak ise hasarın tamiri için söz konusu maliyetin aracın sigorta değerinden fazla olması durumunda da aracın perte çıkması söz konusudur. Yani tamiri mümkün olmayan veya mümkün olsa bile tamir maliyeti araç değerini aşan hasarlar için pert kavramını kullanırız. Bu şekilde ağır hasarlı kabul edilen araçlar trafik sigortasına pert araç olarak kaydedilir. Eğer aracın kaskosu bulunuyorsa sigorta şirketinin hasarı karşılaması mümkündür ancak kazadan hemen sonra 5 iş günü içinde araç sahibinin durumu sigorta şirketine mutlaka haber vermesi gerekir, sigorta şirketince gönderilen ekspere aracın inceletilmesi de bu süre içinde şarttır.

 2.PERT FARKI TAZMİNATI

     Aracın perte çıktığının kesinleşmesi durumunda sigorta şirketleri araç sahiplerine pert farkı tazminatı öderler. Bu tazminatın miktarının belirlenmesi konusunda önemli iki kavram karşımıza çıkar.

   Bunlardan ilki aracın rayiç bedelidir. Rayiç bedel aracın kazanın gerçekleştiği sıradaki 2.ellerinin piyasa değerini ifade eder.

    Bir diğer kavram ise sovtaj bedelidir. Sovtaj bedeli ise aracın hasar görmüş hâlinin satılması söz konusu olursa bu satıştan elde edilecek bedeldir. Sigorta şirketleri yalnızca araç sahibinin onayı varsa bu satışı gerçekleştirebilir.

   Tazminat hesaplanırken aracın rayiç bedeli üzerinde hesaplanır.Eğer araç sahibi aracın satışına izin verip hasar görmüş aracı tümüyle sigorta şirketine bırakırsa problem yoktur ancak eğer araç sahibi aracın hurdasını almak isterse o zaman rayiç bedelden sovtaj bedeli düşülerek tazminat belirlenir ve araç sahibine ödenir. Uygulamada bu bedelin belirlenmesi ve ödenmesi konusunda sigorta şirketleri ile araç sahipleri arasında uyuşmazlıklar çıktığı görülür . Eğer araç sahipleri rayiç bedelin eksik hesaplandığını düşünüyorsa buna karşı itiraz ve dava hakları mevcuttur.

3. PERT FARKI TAZMİNATI MİKTARINDA ANLAŞILAMAMASI

   Uygulamada sıklıkla tazminat miktarında anlaşılamaması ve itiraz edilmesi durumuna rastlanır. Eğer araç sahipleri tazminat miktarına itiraz etmek istiyorsa izlemeleri gereken 4 farklı yol sayılabilir

  •   İlk yol itirazdır,öncelikle sigorta şirketleri ödeme yapmadan önce araç sahiplerine mutabakatname veya ibraname imzalatırlar. Eğer sigorta şirketinin teklif ettiği miktarın eksik olduğu düşünülüyorsa bunlar imzalanırken mutlaka itirazların ihtirazi kayıt şeklinde düşülmesi gerekir.Eğer kayıt düşülmezse itiraz etmek güçleşir. Bu kayıt düşüldükten sonra ilgililer tazminat miktarına itiraz edebilir.
  •      İtirazdan sonra sigorta şirketlerinin başvurdukları  yol ise  genellikle arabulucuk kurumudur.  Arabuluculuk kurumu da uyuşmazlığın çözümü için bir yoldur .Belirlenen bir arabulucu vasıtasıyla tazminat miktarında sigorta şirketi ile kasko yaptıran arasında  anlaşmaya gidilmesini ifade eder.Burada anlaşmaya gidilmesinin önemi , eğer araç sahibi arabulucu vasıtasıyla araç sigorta şirketiyle anlaşırsa artık itiraz ettiği ve eksik kalan kısım için  dava hakkını kullanamaz. Dolayısı ile ilgililer eğer tazminat teklifinin hâlâ düşük olduğunu düşünüyorlarsa  hak kaybına uğramamak arabulucu teklifini kabul etmemelidirler.
  •      Üçüncü olarak ise dava açılabilir. Yani tazminat miktarında anlaşılamaması söz konusu olursa önce itiraz edilmeli, daha sonra arabuluculuk teklifi incelenmeli, eğer teklif araç sahiplerini tatmin eder nitelikte değilse o zaman dava açılmalıdır. Davanın nasıl açılacağı, şartları ile ilgili profesyonel hukuki destek alınması daha sağlıklıdır.                                
  •    Tüm bunların dışında sürücülerin başvurabileceği bir yol daha vardır, sürücüler kasko uyuşmazlıklarıyla ilgili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurabilirler. Sigorta Tahkim Komisyonu uyuşmazlıkların Komisyonca belirlenen  bağımsız bir hakem tarafından  çözülmesini sağlayan bir kurumdur. Bu Komisyonun verdiği kararlar mahkeme kararı ile eşdeğer niteliktedirler. Dava açmaya nazaran daha avantajlı olan yanları ise uyuşmazlıkların çözümünün daha kısa sürede gerçekleşmesi ve maliyet olarak dava açmaktan daha az maliyetli olabilmesidir. Uyuşmazlık Sigorta Tahkim Komisyonunca bir hakeme iletildiğinde hakem 4 ay içinde bu uyuşmazlıkla ilgili kararını vermek zorundadır, Komisyonun kararlarına itiraz ise uyuşmazlık değerinin 5 bin tl üzeri olması kaydıyla mümkündür.Sigorta Tahkmim komisyonuna başvurunun vekil aracılığı ile yapılması da mümkündür.
PERT FARKI TAZMİNATI

PERT FARKI TAZMİNATI

PERT KAYDI NEDİR?

Pert kaydı, bir trafik kazası meydana gelmesinden sonra kazaya konu olan aracın kullanılamaz hale gelecek şekilde “ağır” hasar alması anlamına gelmektedir. Bu konuda aracın aldığı hasar konusuna en az %70’lik bir hasar sınırı vardır fakat tek ölçünün bu sınır olmadığını atlamamak gerekir çünkü eğer sigorta şirketinin aracın değerine karşı belirlemiş olduğu bedele yakın bir bedel gerektiren hasar durumlarında da pert araç olarak nitelendirebilme ve ağır hasar durumunun gerçekleştiğine karar vererek buna göre işlemler yapabilmektedir. %70 hasar şartı çerçevesinde baktığımızda gerçekleşmiş olan bir trafik kazası sonucunda uzman kişiler tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemleri sonucunda aracın %70 ve %70 üzerinde bir hasara sahip olması sonucuna varılmış olması durumunda ya da kaza sonucu araçta yüksek maliyetli bir hasar oluşması  , sigortanın belirlemiş olduğu araç değerine yakın bir hasarın varlığı sonucuna da varılır ya da kanaat getirilirse söz konusu aracın trafik sigortasına pert araç niteliğiyle kaydedilmesine denmektedir. Söz konusu araç için kaza sonrasında olaya konu olan sigorta şirketi aracın tam o zamandaki piyasa değerini göz önünde tutar ve bu şekilde maddi bir ödeme yapmakla beraber ödemeyle birlikte aracın bu pert durumu plakasına işlemekte ve söz konusu aracın pert kaydı oluşmaktadır.

PERT ve HASARLI ARAÇ ARASINDAKİ FARK;

Pert araç kavramının yukarıdaki açıklamalarda söz konusu aracın  kullanılamayacak ya da değerini önemli oranda kaybetmesine yol açacak bir trafik kazası  geçirmesi ve bu kaza sonucu araçtaki hasar oranının %70 ve %70’in üzerinde olması durumunda ya da sigortanın aracın değerine ilişkin yaptığı belirleme yakınında hasarın oluşması sonucunda uzman kişilerin yapmış olduğu inceleme sonucunda aracın bu şekilde nitelendirilebilecek bir araç olduğu kanaatine varması sonucu gerçekleşebilen bir durum olduğunu açıklamıştık. Hasarlı araç içe söz konusu bir trafik kazası sonucu aracın %70 altında bir hasar alması ya da tamirat yoluyla aracın tamir edilebilmesi ve ağır hasar alarak pert olmadığını belirterek aracın ufak ya da ortalama nitelikte bir tamirat , parça değişimi ya da boya değişimi geçirmiş olmasını nitelemektedir. Söz konusu hasar devlet tarafından sisteme kayıt edilmektedir ve kişilerin bu hasarlı araçların gerekli bakım ve kontrolünü yaptıktan sonra trafiğe çıkmasında bir problem olmayacağı bilinmelidir.

PERT FARKI TAZMİNATI NEDİR?

Aracın bir trafik kazası yapmış olması sonucu almış olduğu hasarın uzman kişiler tarafından belirlenecek olan %70 oranından fazla olduğunda ya da yazıda belirttiğimiz diğer kriterlerin gerçekleşmesi durumunda söz konusu aracın trafik sigortasına pert araç niteliğinde kaydedildiğini belirtmiştik. Trafik kazası sonucu pert olarak kayda geçirilen aracın sigortanın poliçede belirlenen ve genel olarak aracın piyasadaki değeri üzerinden değerlendirilip geçirilmesiyle araç sahibinin bu sebeple sigortadan talep edebileceği veya diğer bir deyimle sigortanın bu sebepten araç sahibine yapacak olduğu ödeme durumuna denmektedir. Söz konusu trafik kazası sonucunda araca pert araç niteliği verilip sisteme bu şekilde işlendikten sonra araç sahibinin söz konusu araçla ilgili sigorta şirketine başvuru yapması ve eksper tarafından aracın incelenmesini talep etmesi gerekmektedir bu talebi araç sahibi 5 iş günü içerisinde gerçekleştirmelidir. Eksper raporuyla araçtaki hasar oranının belirttiğimiz %70 ve üzerinde bir oranda olmasıyla ve aracın pert araç niteliğini taşıma derecesinde olduğu sonucuna varılmasıyla birlikte pert araç tazminatı sürecinin başlayacağını belirtebiliriz.

Bu şekilde bir ödeme durumunda kasko sigortası veya sigorta şirketlerinin gitmiş olduĞu en önemli yol sovtaj yoludur. Sovtaj hakkında daha detaylı bir bilgilendirme okumak ve ne demek olduğunu anlamak için sayfamızdaki “ ARAÇ DEĞER KAYBI , KASKO VE ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR? VE SOVTAJ NEDİR? “ başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim.

PERT ARAC TAZMİNATI SİGORTA TARAFINDAN NE KADAR SÜREDE YATIRILIR?

İlk olarak söz konusu trafik kazası sonucu oluşmuş pert durumunun netleşmesi durumunda sigorta şirketinin baz belgeler talep ettiğini ve bu talep edilen belgelerin hepsinin net bir şekilde eksiksiz olarak sigorta şirketine iletilmesiyle beraber şirket süreci başlatacaktır. Bundan sonrasında yukarıda belirttiğim gibi sigorta şirketi bir eksper görevlendirecek ve bu eksper zarar ve hasar incelemesi yapıp bir rapor hazırlayacaktır ve bu raporun teslim edilmesinin ardından en fazla 10 gün içinde tazminat miktarı belirlenecek ve pert araç sahibine ödeme yapılacaktır. Tüm bu sınır olarak belirlenen zamanların dışında  sigorta şirketinin herhalde ve koşulda hasar ve zararın ihbarından sonra 45 gün içerisinde araç sahibine tazminat bedelini ödemek zorunda olduğunu belirtilen bu şartlara uyulmaması durumuna araç sahibinin hukuki haklarını kullanarak dava yoluyla hakkını arayabileceği ve gerekli işlemlerin yapılmasını talep edebileceği de unutulmamalıdır.

HÜSEYİN DOĞAN

SİGORTA  TAHKİM KOMİSYONU KARARLARINA  İTİRAZ

SİGORTA  TAHKİM KOMİSYONU KARARLARINA  İTİRAZ

   Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta şirketleri ile sigorta ettirenlerin arasındaki sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların ,dava  dışında duruşma yapılmadan hakemlerce çözülmesini sağlayan bir kurumdur. Sigorta Tahkim Komisyonu  kararı mahkeme kararı niteliğindedir. Bilindiği gibi mahkeme kararlarına karşı kişilerin istinaf ve daha sonra temyiz gibi itiraz edebilecekleri kanun yolları bulunur. Adil yargılanma hakkı bakımından yargılamalara karşı itiraz imkanının bulunması oldukça önemlidir. Sigorta Tahkim Komisyonu  kararları mahkeme kararına eş değer olduğu için itiraz edilebilmesi gerekir.Bu kararlara itiraz edilebilmesi ise 18 Ekim 2013 tarihinde yapılan değişiklik ile mümkün olmuştur . Dolayısı ile Sigorta Tahkim Komisyonu  kararlarına itiraz edilebilmesi için öncelikle  ilgili kararın 18 Ekim 2013 tarihi ve sonrasında verilmiş olması gerekir çünkü Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarına itiraz yolu , Sigortacılık Kanununda yapılan ve bu tarihte yürürlüğe giren değişiklik ile açılmıştır.Bunun dışında uyuşmazlığın maddi değeri 8.000 TL ve üzeri olmalıdır, bu değerin altındaki uyuşmazlıklar için kararlar kesindir . İtiraz mutlaka kararın ilgiliye bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde yapılmalıdır.Şekil bakımından ise itiraz başvuru formu ve başvuru ücreti ile birlikte belirtilen sürede Komisyona başvuru yapılmasıyla gerçekleşir. Başvuru ücreti ise uyuşmazlığın maddi değerine göre değişiklik gösterir. Sigorta Tahkim Komisyonu internet sitesinde yer alan  miktarlara göre başvuru ücretleri şu şekildedir :

  • 5.000 TL ‘ye kadar olan uyuşmazlıklarda 150 TL
  • 5.001 TL- 10.000 TL arasında ise 350 TL
  • 10.001 TL-30.000 TL arasında ise 500 TL
  • 30.001 TL ve üzeri uyuşmazlıklarda ise en az 500 TL olması gerekmekle birlikte uyuşmazlığın maddi değerinin yüzde bir buçuğuna denk gelecek şekilde olması gerekir.

   Ancak bu miktarlar itiraz başvuru sınırının 5.000 TL olduğu zamana aittir, itiraz başvuru ücreti 29/04/2022 tarihinde yayınlanan  parasal sınırın artırılmasına ilişkin tebliğ ile  8.000 TL olarak güncellenmiştir , yine de başvuru ücretinin yaklaşık olarak miktarı ile ilgili fikir vermesi açısından eski değerler de yararlı olabilir.

  Kararın tarihi, para sınırı ve 10 günlük itiraz süresi koşulları sağlanıyorsa artık Sigorta Tahkim Komisyonu kararına itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz incelemesini ise Komisyonca oluşturulan  İtiraz Hakem Heyeti yapar.İtirazın 2 ay içerisinde karara bağlanması gerekir. İnceleme sonucu itiraz reddedilebilir ya da kabul edilerek karara bağlanabilir.

İTİRAZ SONRASI VERİLEN KARARA TEKRAR  İTİRAZ MÜMKÜN MÜDÜR ?

   Daha önce bahsedildiği gibi Sigorta Tahkim Kurulu kararları mahkeme kararına eş değerdir bu nedenle de aslında itiraz süreci için Hukuk Muhakemeleri Kanununun istinaf ve temyiz hükümleri kıyasen uygulanır, itiraz edilebilmesi için gereken minimum uyuşmazlık değeri sınırı da yine temyiz ve istinafa göre belirlenmiştir.Ancak buradaki farklılık Sigorta Tahkim Komisyonu  kararına ilk itiraz yine Komisyonun kendisine yapılır ve Komisyonca  incelenir. Bu itiraz olağan mahkemelere karşı itiraz yolundan farklıdır çünkü bu aşama istinaf incelemesi değildir, mahkemece yapılmaz. Komisyonun  itiraza ilişkin verdiği karara ise itiraz temyiz yoluyla mümkündür. Yani Sigorta Tahkim Komisyonu kararları için , Yargıtayın verdiği içtihadı birleştirme kararıyla da kesinleşerek ,istinaf yolu açık değildir. Yargıtay buna gerekçe olarak Hukuk Muhakemeleri Kanununda istinaf edilebilecek uyuşmazlıkların arasında hakem kararırına yer verilmemesini göstermiştir. Bu nedenle Sigorta Tahkim Komisyonu kararına karşı önce Komisyona  itiraz edilmelidir, bu itiraz Komisyon tarafından kurulan bir heyet ile incelenerek 2 ay içinde karara bağlanır. Eğer bu karara  da ikinci bir itiraz söz konusu olursa bu sefer doğrudan temyiz yoluna gidilmesi gerekmektedir.  Bu ikinci itiraz için öncelikle uyuşmazlığın maddi değeri 107.000 TL üzeri olmalıdır. Bu değerin altında kalan uyuşmazlıklar için ilk itiraz sonucu verilen kararlar kesindir. Eğer uyuşmazlık miktarı 107.000 sınırını geçtiyse temyize ilişkin tüm hükümler uygulanabilir.

 Ancak istisnai olarak bazı hâllerde uyuşmazlığın maddi değeri ,öngörülen 107.000 TL  parasal sınırı geçmese de temyize gidilebilir. Bu hâller ,

İlk olarak 4 aylık tahkim süresi bittikten sonra karar verilmesi söz konsu ise,

Hakemlerin talep edilmemiş bir şey hakkında karar vermesi veya iddiaları hakkında karar vermemesi hâlinde ,

Hakemlerin yetkileri dışındaki bir konuda karar vermesi durumunda parasal sınır gözetilmeksizin temyiz yoluna gidilebilir.

  Temyiz için ise iki haftalık itiraz süresi vardır, ilk itiraza yönelik verilen kararın ilgiliye bildiriminden sonra iki hafta içinde temyiz yoluna gidilmelidir. Temyize ilişkin tüm hükümler ve yargılama biçimi geçerli olacak şekilde uyuşmazlık karara bağlanır.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU

              SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU NEDİR, İŞLEYİŞİ VE GÖREVLERİ

1.GENEL OLARAK

    Tahkim, genel olarak hukuki uyuşmazlıkların yargı merci ve görevlileri tarafından değil de belirlenen bir hakem tarafından çözülmesidir. Sigorta Tahkim komisyonu da bu bağlamda  sigortacı ile sigortadan yararlanan  kişiler arasındaki sözleşmeden dolayı ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümü için çalışır. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamındaki tahkim kurumundan farklı olarak  hakemler uyuşmazlığın taraflarınca belirlenmez, hakemleri Sigorta Tahkim Komisyonu belirler .Komisyon bünyesindeki bağımsız hakemler uyuşmazlığı inceleyerek karar verirler ve verdikleri kararlar mahkeme kararı ile eş değerdir. Bu kurumun temel amacı uyuşmazlıkarın mahkeme dışında, daha az bir sürede ve daha az masraf ile çözülmesidir. Sigorta  tahkimi  zorunlu bir yol değildir,isteğe bağlıdır. Başvurmak isteyen sözleşme tarafının eğer başvuru şartlarını gerçekleştiriyorsa talebini Komisyona iletmesi gerekir.

2. KOMİSYONUN İŞLEYİŞ BİÇİMİ

     Tahkim komisyonu olarak adlandırılmakla birlikte uyuşmazlıklar aslında ilk aşamada hemen hakemlere iletilmez. Komisyonun bünyesinde uyuşmazlıkların çözümü için çalışan raportörler bulunur , uyuşmazlıklar önce raportörler tarafından incelenir .Raportörlerin bu ön incelemesinde öncelikle başvuru şartlarının oluşup oluşmadığına bakılır, eğer bu anlamda bir sıkıntı yoksa başvuruda eksik belge bulunup bulunmadığı kontrol edilir.Bu iki durumdan birinin varlığı söz konusu olursa Raportör başvuruyu reddedebilir. Bu inceleme  15 gün içinde tamamlanmak zorundadır ve eğer sonuçlandırılamazsa o zaman dosya hakeme geçer.

   Uyuşmazlığın hakeme geçtiği aşamada öncelikle hakem heyetinin gerekli olup olmadığına komisyon tarafından karar verilir. Uyuşmazlığın niteliğine göre tek hakem veya en az 3 kişiden oluşan hakem  heyeti şeklinde çalışılabilir, örneğin olaya konu olan uyuşmazlığın maddi değeri onbeş bin liranın üstünde ise zorunlu olarak hakem heyeti gerektirir.Belirlendikten sonra hakem veya hakemler taraflara bildirilir ve uyuşmazlık hakeme intikal ettikten sonra en geç 4 ay içinde karar verilmesi gerekir eğer bu sürede karar verilmezse uyuşmazlık mahkemece çözülür.

Başvuru sonucunda talep tamamen kabul edilebileceği gibi kısmen de kabul edilebilir veya tamamen reddedilir. Kesinleşen hakem kararı mahkeme kararı ile eş değerdir.

KOMİSYONUN GÖREVLERİ

  • Raportörleri ve diğer personeli atamak
  • Sigorta hakem listesini tutmak ve hakem ücretlerini ödemek
  • Hakemlerin seçiminin ve gerektiğinde hakem heyeti oluşturulmasının yönetmeliğe uygun olarak yapılmasını sağlamak ve bunun denetimini yapmak
  • Yapılan başvuruları değerlendirip uygun olanları kabul etmek, raportörlerden hakemlere geçmesi gerekenleri belirlemek ve bunları müsteşarlığa bildirmek
  • Büro açılmasına karar vermek
  • Komisyon bünyesinde çalışan müdür ve müdür yardımcılarının görevlerini belirlemek
  • Müsteşarlık tarafından verilen diğer görevleri yapmak
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU VE BAŞVURU ŞARTLARI




 
        
          SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU VE BAŞVURU ŞARTLARI
   Sigorta  Tahkimi, kısaca sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların ,sigorta ettiren veya  sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanın  başvuru yapması sonucu ,tahkim komisyonundaki hakemlerce çözülmesi olarak ifade edilebilir. Ancak bu başvuru bazı şartlar yerine getirilerek yapılır.
1.BAŞVURU ŞARTLARI
   Sigorta Tahkim Komisyonuna  başvurmadan önce ilgililerin uyuşmazlıkla ilgili olarak sigorta şirketine başvurmaları gerekir. Sigorta şirketleri bu başvuruları 15 gün içinde cevaplandırmalıdır. Eğer 15 günlük süre bitiminde sigorta şirketi başvuruyu cevapsız bırakırsa veya başvuruyu tamamen ya da kısmen reddederse ilgililer sigorta tahkim komisyonuna başvurabilir. Ayrıca ilgililerin uyuşmazlık yaşadığı sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Sistemine de üye olması gerekir.
    İkinci olarak aynı uyuşmazlıkla ilgili diğer yargı yollarına veya başka bir hakeme başvurulmamış olması gerekir yani uyuşmazlıkla ilgili devam eden dava olmamalıdır veya Tüketici Hakem Heyetine gidilmemiş olmalıdır. Bu iki durum Sigortacılık kanununun 30. maddesinin 14. fıkrasında belirtilmiştir.
    Başvuruyu yapan kişi bakımından ise başvurunun mutlaka resmi olarak sigorta ettiren tarafından yapılması şartı aranmaz. Sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanlar da başvuru yapabilir. Vekil aracılığı ile de başvuru yapılabilir.
 Başvuru için bir zamanaşımı da öngörülmemiştir,15 günlük cevap süresi bittikten sonra ilgililer her zaman Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurabilir.
2.BAŞVURU ŞEKLİ
    Öncelikle başvurunun nereye yapılacağı önemlidir. Sigorta Tahkim Komisyonunun merkezine yapılabileceği gibi yine bu Komisyon bünyesinde açılan bürolara da yapılabilir ama bu durumda başvuru yapılacak büronun başvuranın yerleşim yeri bürosu veya tehlikenin gerçekleştiği yerde bulunan büro olması gerekir. Başvuru için gereken belgelerin eksiksiz teslim edilip başvuru ücretinin de ödenmesiyle başvuru tamamlanmış olur.
 
 
 
 
 
 
Başvuru için gerekli belgeler  ise :
·         Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru formu
·         Başvuranın kimlik fotokopisi, talebini belirten dilekçesi
·         Sigorta sözleşmesinin bir örneği
·         Uyuşmazlıkla ilgili her türlü kanıt,bilgi ve belgeler
·         Ön şart olarak sigorta şirketine başvuru şartı olduğu içn başvurunun yapıldığına ama sonuç alınamadığına dair belge
·         Başvuru ücreti makbuzu
·         Vekil aracılığı ile yapıldıysa vekaletname
3. BAŞVURU TAKİBİ VE SONUÇLANMASI
     Komisyona yapılan başvuruların  takibi için ise, başvuranlara bir şifre verilir. Bu şifre ile ilgililer Sigorta Tahkim Komisyonunun sitesinden başvuru takibi yapabilir ancak burada yalnızca sürecin hangi aşamada olduğu görülür, tebligatlar ilgiliye posta ile gönderilir. Sürecin bir avukat aracılığı ile vekalet verilerek takip edilmesi durumunda ise tebligatlar uyap sistemi üzerinden görülebilir, bu da takibin daha kolay gerçekleştirilmesini ve  daha kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlar.
4.SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU KARARLARINA İTİRAZ
     Komisyonun kararlarına itiraz edilebilmesi için uyuşmazlığın değerinin 5 bin tl üzerinde olması gerekir, bu miktarın altındaki uyuşmazlıklar için itiraz edilemez, Komisyonun verdiği kararlar kesindir. Eğer uyuşmazlık değeri 5 bin tl üzerindeyse itiraz edilebilir.İtiraz süresi ise karar verildikten ve ilgililere tebliğ edildikten sonraki 10 gündür. İtiraz başvuruları için Komisyon tarafından kurulan 3 kişilik İtiraz Hakem Heyeti kurulur ve itiraz başvuruları bu heyet tarafından değerlendirilir. İtiraz Hakem Heyeti kararlarına karşı temyize gitmek için ise 40 bin tl maddi sınır konulmuştur, yani yalnızca  değeri 40 bin tl üzerinde olan uyuşmazlıklar için temyiz yoluna başvurulabilir. İtiraz başvurusunun incelenme süresi ise 2 aydır. İtirazın yapılması için öncelikle itiraz başvuru formu doldurulması ardından itiraz başvuru ücretinin yatırılması gerekir.Bu formun ve yatırıldığına dair dekontun 10 günlük itiraz süresi içinde Komisyona verilmesi gerekir. Bunların yerine getirilmesi durumunda itiraz başvurusu gerçekleşmiş olur.
SİGORTA TAHKİM KURULU KARAKLARINA KARŞI İTİRAZ

SİGORTA TAHKİM KURULU KARAKLARINA KARŞI İTİRAZ

5689 sayılı ve 26 \ 06 \ 2009 tarihli Sigortacılık Kanununun 30 . maddesinde 18 \ 10 \ 2013 tarihinde bir değişiklik yapılarak sigorta tahkim kurulu kararlarına karşı bir defaya mahsus olmak koşuluyla itiraz hakkı getirilmiştir . Buna göre yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sigorta hakemleri tarafından maddi anlamda belirlenmiş olan 5.000 Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıklar itiraz edilebilir .  Ayrıca belirlenmiş olan bu limitin üzerindeki uyuşmazlıklarda verilen kararlara karşı kararların Komisyon tarafından ilgili kişiye bildirim yapılmasından itibaren on gün içerisinde itiraz yapılmalıdır . Unutulmaması gereken önemli bir husus da bu itirazın yalnızca bir defa olarak belirlenmiştir .

İTİRAZ SÜRESİ

Sigorta Tahkim Kurulu kararlarına karşı itiraz süresi hakemin vermiş olduğu kararın ilgili olan kişiye bildirilmesinden itibaren başlar . Ve hakem kararının ilgiliye bildirim yapılmasından itibaren en geç on gün içinde Komisyona yapılması gerekir . Eğer bu süre geçer ve ilgili olan kişi Sigorta Tahkim Kuruluna itiraz etmezse daha sonda yapmış olduğu itiraz hiçbir şekilde değerlendirilmez .

İtiraz için gerekli olan on günlük süre hakim vermiş olduğu kararın ilgili olan kişiye bildirilmesinden itibaren başlar . Sürenin hesaplanmasında ise her iki taraf için ayrı ayrı bir hesaplama yapılır . Bu hesaba göre her iki taraf için de kendilerine bildirim yapıldığı tarih esas alınır . Bu tarihlerin belirlenmesinde de PTT ‘ nin kayıtları dikkate alınır . Eğer PTT dışında başka bir yolla itiraz edildiyse ( örneklendirmek gerekirse kargoya verilmesi , şahsen bildirilmesi ya da kuryeye verilmesi olabilir ) ve belirlenmiş süre içerisinde ilgili yere yani Komisyona ulaşmamışsa bu itiraz eden kişinin sorumluluğu altındadır .

İTİRAZ ŞEKLİ

İtiraz içi Komisyonun internet sayfasındaki itiraz başvuru formu doldurulması gerekmektedir . Burada unutulmaması gereken bir diğer husus da bu başvuru formunun ıslak imzalı olması gerekmektedir . Bu itiraz başvuru formu doldurulduktan sonra itiraz başvuru ücretinin ödenmesi gerekir . Bu ödeme Komisyonun banka hesabına yapılmalıdır . Islak imzaya sahip olan başvuru formu aslıyla birlikte itiraz başvurusu için yatırılmış olan ücreti gösteren belgenin yukarıda belirtilmiş olan on günlük itiraz süresinde Komisyona ulaştırılmış olması gerekmektedir .

İTİRAZ BAŞVURU FORMU

Komisyona yapılan itirazda başvuru formunun doldurulmuş olması gerekmektedir ve ilgili süre içerisinde ıslak imzaya sahip bir şekilde Komisyona ulaştırılması zorunluluk teşkil eder . Eğer itiraz başvuru formu doldurulmadan itiraz işlemi yapılırsa bu geçersiz olur yani Komisyon tarafından dikkate alınmaz .

İTİRAZ ÜCRETİ

Verilmiş olan hakem kararına karşı itiraz edebilmek için itiraz için gerekli olan Komisyonun banka hesabına ücretin yatırılmış olması ve yatırılmış olan bu ücretin de dekontunun doldurulmuş olan itiraz formuyla birlikte belirlenmiş olan süre içinde Komisyona ulaştırılması gerekmektedir . Buna göre belirlenmiş olan ücretler aşağıda verilmiştir :

  • 0 TL – 5.000 TL arasında olan uyuşmazlıklar için 150 TL
  • 5.001 TL – 10.000 TL arasındaki uyuşmazlıklar için 350 TL
  • 10.001 TL – 30.000 TL arasındaki uyuşmazlıklar için 500 TL
  • 30.001 TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar için ise uyuşmazlığın tutarının yüzde 1.5 ‘ u şeklinde bir başvuru ücreti alınır .

İTİRAZIN HUKUKİ SÜRECE ETKİSİ

Eğer itiraz yapacak kişiler yukarıda da yazılan noktalara dikkat ederek bir itiraz yaparlarsa hakem kararının kesinleşmesini önler ve kararın icrasını durdurur .

İTİRAZIN SONUÇLANDIRILMASI

Komisyonun önüne gelen uyuşmazlık genel olarak usul bakımından ve süresi içerisinde itiraz edilip edilmediğine bakılarak bir inceleme yapılır . Eğer usul bakımından uygun olmayan ya da süresi içerisinde verilmeyen dosyalar komisyon itiraz yetkilisi tarafından reddedilir ve ilgili kişinin ödemiş olduğu ücretin yüzde doksanı iade edilir .

Tüm bu incelemeler sonucunda bir eksiklik olmadığı kanısına varılırsa bu dosya itiraz hakem heyetinin listesinden seçilerek üç kişilik bir heyet oluşturulur ve oluşturulan bu heyete tevdi edilir . Oluşturulan bu heyet de dava dosyasını inceleyerek iki ay içerisinde karara bağlar . İtiraz hakem heyeti tarafında verilen karar komisyona ulaştırılır ve komisyonda ilgili olan kişilere bildirir .

SİGORTA TAHKİM KURULU KARARLARINA KARŞI TEMYİZ YOLU

40.000 Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıklar itiraz edildiği taktirde verilen kararlar kesin olmadığı için temyiz yoluna başvurulabilir .Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361. Maddesi hükmünce  hakemin vermiş olduğu kararların iptali talebinden sonra verilen kararlara karşı tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde temyiz için başvurulması gerekmektedir . Davada haklı olan tarafında temyiz yoluna başvurması mümkündür fakat burada bir şart vardır . Buna göre davada haklı olan tarafın temyiz yoluna başvurabilmesi için hukuki yararının bulunması gerekir .

40.000 TL olan parasal sınırın olmadığı zamanlarda da temyiz yoluna başvurulabilir . Bu durumlar : hakemlerin yetkilerini aşan kararlar vermesi , hakemlerin tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi , tahkim için verilmiş olan süreni sona ermesinden sonra karar verilmesi ve son olarak da talep edilmediği halde o şey  için karar verildiği durumlarda parasal sınır dikkate alınmayarak temyiz yoluna başvurulabilir .

TRAFİK KAZALARINDA SİGORTA ŞİRKETLERİNİN RÜCU HAKKI

TRAFİK KAZALARINDA SİGORTA ŞİRKETLERİNİN RÜCU HAKKI

Trafik kazası sonucunda verilen zarardan dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükmünce sigorta yaptıran kişinin sorumluluğu sınırları içerisinde Genel Şartlarda belirlenmiş olan içeriğe göre tazminat talepleri kazanın gerçekleştiği tarihte zorunlu olan sigorta sınırlarına göre karşılanır . Buna göre bedensel zararlar ve maddi zararlar zorunlu trafik sigortası kapsamındadır . Yukarıda geçen genel şartlar kapsamındaki teminat türleri : Maddi zarar teminat ( değer kaybı da bunun içerisinde değerlendirilmektedir ) , sağlık giderleri teminatı , sürekli sakatlık teminatı ve destekten yoksun kalma teminatı . Bu genel şartlarda sigorta kuruluşunun bazı hallerde sigorta yaptıran kişiye rücu hakkı mevcuttur .

RÜCU NEDİR ?

İlk olarak rücunun kelime anlamına bakarsak rücu cayma , geri dönme anlamlarına gelmektedir . Hukuki terim olarak rücu ise bir kişinin diğer kişinin yerine ,  hukuken onun hak ve sorumluluklarını devralmasıdır . Sigorta hukuku anlamında ise rücu sigorta poliçesinin konusu olan mala gelen maddi zararın bu zararın ortaya çıkmasında kusurlu olan taraftan alınmasıdır .

Sigorta poliçesinin konusu olan bir mala zarar geldiği vakit sigorta yaptıran kişiler ilgili sigorta kuruluşlarına başvuru yaparak zararlarının tazmin edilmesi için talepte bulunurlar . İlgili olan sigorta kuruluşu bu maddi zararı karşılar ve bu maddi zararın oluşmasında kusuru bulunan yani kazanın oluşmasına neden olan kişi ve \ veya kişilerden tahsil edilmesi hukuki yollara başvuru yapar . İşte sigorta kuruluşunun maddi hasarın oluşmasında kusuru bulunan kişilerden alacağını alması için hukuki yollara başvurması rücu hakkı ile mümkün olabilmektedir . Bu zararı  sigorta kuruluşu koşulu bulunduğu taktirde motorlu aracın işleteninden ve bağlı olduğu teşebbüs sahibine karşı ödediği tazminatı hukuki yollara başvuru yaparak karşılayabilir .

RÜCU HAKKI NEDİR ?

Rücunun kelime anlamını yukarıda da açıkladığımız gibi geri alma ve cayma anlamına gelmektedir . Hak ise hukuken kişilere sunulan ve sahibine bu korunmadan avantaj elde edilen bir menfaattir . Rücu hakkının hukuki anlamına bakarsak ise geri alma hakkı ya da cayma hakkı olarak karşımıza çıkmaktadır .

Rücu hakkının ayrıntılı olarak tanımlarsak başkasının borcunu ödeyen kişilerin borcun ödenmesiyle birlikte hukuki olarak silinmiş olan borcun alacaktan bağımsız ve münferit bir haktır . Rücu hakkını kanundan doğması nasıl mümkünse sözleşmeden doğması da mümkündür .

Sigorta hukuku bağlamında ise rücu hakkı sigorta kuruluşunun sigorta poliçesinin bir tarafı olan sigortalının maddi zararını karşıladıktan sonra rücu imkanının doğması halinde kazada kusuru olan taraftan sigortalıya ödediği tazminatı talep etmesidir .

Trafik kazası sonrasında sigortalı kişinin karşı taraftan yani trafik kazasının olmasında kusuru bulunan kişiden oluşan maddi zararın giderilmesini istemesi için sigorta yaptıran kişinin sigorta şirketinden oluşan zararın karşılanması için başvuru yapmaması gerekmektedir . Bu engelin nedeni de sebepsiz zenginleşmenin yasağıdır .

SİGORTA ŞİRKETİNİN RÜCU VE İCRA TAKİBİNE İTİRAZ

Sigorta kuruluşunun rücu hakkını kullanılabilmesi için bazı koşulların yerine gelmesi gerekmektedir . Bu şartlar sağlanmadığı taktirde sigorta kuruluşunun rücu hakkı bulunmamaktadır . Rücu edilecek olan tutarın sigortalıya ödenen miktardan yüksek olması halinde sigorta kuruluşunun rücu ve icra takibine itirazı mümkündür .

Sigorta kuruluşlarının rücu imkanının doğduğu hususlar :

1 – Tazminat ödenmesini gerektiren olaydan sorumlu olan kişinin ya da kişilerin kasıtlı bir şekilde hareket etmesi ya da kusurlu davranışları sonucunda oluşmuş olması gerekir . Eğer araç sürücüsünün ya da işleteninin kusuru olmadığı durumlarda sigorta kuruluşunun rücu imkanı bulunmamaktadır .

2 – Tazminat ödenmesi gereken olayda sürücünün ehliyetinin bulunmaması ya da kullandığı araca uygun bir ehliyetinin olmadığı durumlarının bulunması gerekmektedir .

3 – Tazminat ödenmesinin gerektiği durumlarda aracın çalınması ya da gasp edilmiş olması durumlarında sigorta yaptıran kişinin bu olaylarda yani çalınma ve gasp durumlarından kusur bulunması halinde meydana gelmesi gerekmektedir .

4 – Tazminat ödenmesinin gerektiği olayın uyuşturucu ya da alkol gibi maddelerin etkisi altında iken yapılmış olması gerekmektedir .

5 – Tazminat ödenmesi gereken olayda aracın yolcu taşıma ruhsatının olmamasına rağmen yolcu taşıması ya da ilgili kanunda belirtilmiş olan patlayıcı ve tehlikeli madde taşıma ruhsatı olmadan bu maddeleri taşıması sonucunda aracın patlamış olması gerekmektedir .

SİGORTA ŞİRKETİNİN AÇMIŞ OLDUĞU RÜCU DAVASI

Trafik kazalarındaki sigorta kuruluşunun rücu hakkı tüm sigorta çeşitleri için geçerlidir . Fakat rücu hakkının en çok kullanıldığı sigorta çeşidi kasko sigortasıdır .

İlgili kanunda sayılan genel şartlarda sigorta kuruluşu sigorta yaptıran kişiye rücu davası açabilir . İlgili kanunda sayılan hallerde sigorta kuruluşu rücu hakkını kullanamaz . Belirtilmiş olman sebeplerle yapılan kaza arasında uygun bir illiyet bağının olması gerekmektedir . Bu illiyet bağının varlığı sigorta yaptıran tarafından kanıtlanması gerekmektedir .

Open chat
Whatsappdan mesaj at
Merhaba
Geçmiş Olsun.Size yardımcı olabiliriz.
Hemen Ara